//
you're reading...
Genel

ASGARİ ÜCRET: İŞÇİNİN ZORUNLU İHTİYAÇLARINI ASGARİ KARŞILAMAYA YETECEK ÜCRET

Dünyada ilk kez 1890 yılında, sosyal politikalarda öncülükleriyle tanınan Avustralya ve Yeni Zelanda’da başlayan asgari ücret uygulaması, 1900’lü yılların başında Avrupa’ya, daha sonra ise tüm dünyaya yayıldı.

Bizde ise şu an en sıcak gündemlerden bir tanesi asgari ücret ve etkileri. Olaylar sanırım CHP’nin Nisan 2015’te seçim vaadi olarak asgari ücreti 1.500 TL’ye çıkaracağının açıklanması ile başladı. Ardından MHP 1.400 TL, HDP 2.000 TL, LDP 5.000 TL gibi tutarlar telaffuz etti. Akparti ise Kasım seçimleri için 1.300 TL olarak vaatte bulundu. Bu sürecin sonunda 1 Ocak 2016 itibarıyla asgari ücret artışı gerçekleşti.

Asgari ücret 2015 yılının ilk 6 ayında 949,07 TL, ikinci altı ayında ise 1000,54 TL idi. 1 Ocak 2016’dan itibaren geçerli asgari ücret ise 1300,99 TL olarak belirlendi. Söz konusu tutarların asgari geçim indirimini içerdiğini belirmekte yarar var. Yıllar itibarıyla asgari ücret bilgisine şuradan ulaşabilirsiniz. Aşağıda da bir önceki 6 aylık TÜFE artış oranı ile kıyaslamalı olarak görebilirsiniz.

Asgari_ucret

Söz konusu seçim vaatleri ile gelen yüksek artış olmasaydı da asgari ücretin enflasyon oranı civarında arttığı düşünülürse Ocak ayında 1050 TL, Temmuz ayında ise 1100 TL civarında bir seviyeye gelmesi beklenmekteydi. Burada sürpriz olarak gelen (işverene maliyeti daha yüksek olmakla birlikte) 200 TL civarında bir artıştan bahsedilmekte. Bir diğer husus ise geçmiş yıllarda –genellikle– söz konusu artışın ikiye bölünerek Ocak ve Temmuz aylarına yayılması idi. Şimdi ise tüm artış tüm yıl geçerli olmak üzere Ocak ayından itibaren yapıldı.

Artışın, asgari ücretin üzerinde maaş alanların gelirlerine nasıl yansıyacağı, işverene maliyeti, gini katsayısını nasıl etkileyeceği, bu maliyetin devlet tarafından nasıl destekleneceği, istihdam ve kayıt dışı istihdama yansımaları, enflasyon ve büyüme etkisi, borçlanma ve tasarruf seviyelerine etkisi, SGK ücret taban ve tavan değerlerine dolayısı ile ileride ödenecek emekli maaşlarına yansıması gibi tartışılması gereken çok ciddi ekonomik etkileri var. Bunlar zaten bir çok mecrada tartışıldı, tartışılıyor. Özellikle enflasyon etkisini 2016 içinde hızlı bir şekilde görme riskimiz bulunuyor. Diğer taraftan sigorta sektörüne ilişkin olarak da (özellikle sorumluluk sigortalarında) önemli etkileri olacak. Yazının geri kalanında artışın karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası (yaygın bilinen ismi ile zorunlu trafik sigortası) açısından etkilerinden bahsedeceğiz.

Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında şu anda üç teminat verilmekte. Sağlık giderleri, sürekli sakatlık ve destekten yoksun kalma (ölüm), maddi zararlar.

Bu teminatlar arasında sakatlanma ve ölüm en ciddi etkiye maruz kalmakla birlikte diğer teminatlar açısından da asgari ücret artışının hasar enflasyonunu arttırıcı bir etkisi olması bekleniyor. Çünkü hem maddi zararlar hem de sağlık giderleri teminatı önemli ölçüde insan gücüne dayalı olarak tazmin edilen teminatlar. Dolayısı ile asgari ücret artışı -aynı oranda olmasa da- bu teminatlara gelecek tazminat taleplerinin şiddetini arttıracaktır.

Sakatlanma ve ölüme ilişkin tazminat talepleri ise doğrudan bu artış oranında etkilenecek. Diğer bir ifade ile zorunlu trafik sigortası tazminatlarının %60’ından fazlasını oluşturmaya başlayan sakatlanma ve ölüme ilişkin tazminat talepleri 1 Ocak 2016’dan itibaren %30 artmış olarak gelecek. Örneğin 2015 yılında 50.000 TL ödenen bir tazminat ile tamamen aynı nitelikteki bir dosya için artık 65.000 TL ödenecek. Hesaplamada kişinin gerçek ücret seviyesinin kullanılması gerektiği düşüncesi ile tüm dosyaların bu kadar etkilenmeyeceği düşünülebilir ama dosyaların çok büyük bir çoğunluğunun (%85-90) asgari ücret üzerinden hesaplandığını, gerçek gelir bilgisi olan dosyalarda da olay tarihi ile hesap tarihi arasında asgari ücret artışı oranında güncelleme yapıldığını düşündüğümüzde bahsettiğimiz değişimin hemen hemen bütün dosyaları kapsadığını söylemek mümkün.

Konu bu noktadan itibaren ciddi çetrefilleşmeye başlıyor. Çünkü:

  • Eski tarihli ve ihbarı gelmiş tazminat talepleri henüz karşılanmadı ise muhtemelen yeni asgari ücret seviyesinden (tekrar) hesaplanacak. Böylece açık dosyalar için ciddi bir muallak tazminat yetersizlik durumu riski var. Şirketlerin dosya muallaklarına bu artışı nasıl yansıtacakları, yansıtırlarsa gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasar karşılıkları hesabında bunun yaratacağı diyagonal artış etkisini nasıl bertaraf edecekleri ayrı bir problem.
  • Eski tarihli ve ihbarı 2016’da gelecek tazminat talepleri: Yukarıda bahsettiğimiz gibi olay tarihi ile 31/12/2015’e kadar olan tazminat dönemi etkilenmeyecek olmakla birlikte 2016 ve sonrasına sarkan tazminat dönemleri için %30 artmış değerler kullanılacak.
  • İlk iki madde şirketlerin gerçekleşmiş ancak henüz ödenmemiş hasarlar için %30’un altında ancak beklenenin (enflasyon artışı olan yaklaşık %10) üzerinde bir oranda daha yüksek tutarla kapatılacağı anlamına geliyor. Şirketlerin Eylül 2015 kara araçları sorumluluk brüt muallak hasar karşılığının 6,5 milyar TL olduğu ve bu tutarın en iyi tahmin değeri olduğu yönünde ciddi şüpheler bulunduğu dikkate alındığında ortalama %20 bir etkinin 1,3 milyar TL’nin üzerinde bir ek maliyet (muallak yetersizlik riski) doğurması beklenebilir.
  • Şirketler her ne kadar 2015 yılı boyunca primlerini arttırsa da rekabet etkisi ile asgari ücret artışının bu seviyede gerçekleşmesine ilişkin prim artışlarını ancak 2016 başında yapabildi. Eminim bunu önceden görüp aksiyon alan çok sayıda şirket vardır. Ancak böyle bir şeyi Nisan ayında görmüş ve prim seviyesini buna göre belirlemiş şirketlerin bile 2015’in ilk çeyreğinde yazdıkları poliçeler 2016 yılında da devam edeceğinden bir “devam eden riskler” etkisi olması beklenebilir. Şirketlerin prim artışlarını zamana yayılmış şekilde yaptıklarını düşündüğümüzde söz konusu etkinin çok ciddi bir seviyede olması beklenebilir.
  • Yine Eylül verisi ile değerlendirecek olursak 3,4 milyon TL civarında KPK olduğundan tazminat seviyesinde maddi hasarlarda %5, bedeni tazminatlarda %20 etki olacağını varsaysak bile toplamda yaklaşık %14 civarında bir ek maliyet ortaya çıkacak. Bu da 480 milyon TL civarında bir yük anlamına geliyor.

Özetle asgari ücret artışı sektöre iyi bir ihtimalle 1,8 milyar TL ek maliyet getirecek Söz konusu artışa bağlı prim artışı yapmamış şirketler ise 2016’da da daha fazla zarar yazmaya devam edecek.

Yazar: Steel

Reklam

Tartışma

ASGARİ ÜCRET: İŞÇİNİN ZORUNLU İHTİYAÇLARINI ASGARİ KARŞILAMAYA YETECEK ÜCRET” için bir yanıt

  1. Muallakların adetsel açıdan yüzde 15 lik kısmı tutarsal açıdan yüzde 85 lik kısmı bedeni hasarlardan meydana geliyor. Gelecek yılsonu tutar kısmı yüzde 95 i bulur.

    Beğen

    Posted by SAFAK | 10 Ocak 2016, 17:09

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

İletişim

E-Posta: aktuerdunyasi@gmail.com
Twitter: aktuerdunyasi
Web: www.aktuerdunyasi.com

Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 1.103 aboneye katılın

Blog İstatistikleri

  • 126.403 tıklama
Follow Aktüer Dünyası on WordPress.com
%d blogcu bunu beğendi: