Doğrudan yabancı sermaye yatırımları istihdamın yaratılması, teknoloji ve yönetim bilgisinin transferi, verim ve etkinliğin arttırılması, tasarruf ve yatırımlara pozitif katkıda bulunması, rekabeti artırıcı etkisi olması ve vergi gelirlerini arttırması gibi nedenlerle ülke ekonomilerine önemli katkılarda bulunmaktadır.
Bunun yanında artan yabancı sermayenin sektörü domine eder bir pozisyona gelmesi bazı dezavantajları da doğurmaktadır. Ülke sermayesi üzerindeki her türlü hakkın özelleştirme ve satılma yolu ile yabancılara devredilmesi ekonomik bağımsızlığı olumsuz etkilemekte, dış ticaret açığını ve haksız rekabeti arttırmakta ve ülkeyi dışa bağımlı hale getirmektedir. Uzun vadede yerel şirketlerin güçlü sermaye ve teknoloji altyapısına sahip çok uluslu şirketlerle rekabet edebilmesi mümkün görünmemektedir.
Sigorta sektöründe şu anda faaliyet gösteren 37 hayat-dışı, 19 hayat-emeklilik ve 4 hayat şirketi olmak üzere toplam 60 sigorta şirketi bulunmaktadır. 2015 yıl sonu itibariyle Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) %1.6’sına karşılık gelen prim üretimine sahip sigorta sektöründe yabancı sermayenin payı %72 seviyelerine ulaşmıştır.
Sektörde en yüksek sermaye yapısına %23 oranı ile Fransa orijinli şirketler sahiptir. Fransa’yı %17 oranı ile Alman şirketleri takip etmektedir. Borsaya açık payın %4 olduğu sektörde yerli sermayenin payı %23 seviyelerine kadar gerilemiştir.
2014 yılı resmi istatistiklerine göre Avrupa ülkelerinin ortalama penetrasyon oranı %6.8 (Sigorta Primi / GSYİH) iken bu oran Türkiye’de 1.4 seviyelerindedir. Bu oran, gelişmiş Avrupa ülkelerinden Hollanda için %11, İngiltere için %10.6 ve Fransa için %9.1 seviyelerindedir. Kuşkusuz ki yabancılar tarafından piyasaya bu denli ilgi duyulmasının altında Türk sigorta sektörünün sahip olduğu büyüme potansiyeli yatmaktadır.
Dünya’nın geldiği noktada kapalı bir ekonomik sistemi savunmak ve korumacı yaklaşımlarla yabancı sermayeye karşı olmak akılcı ve gerçekçi bir yaklaşım tarzını yansıtmamaktadır. Her ülkenin olduğu gibi Türkiye’nin de yabancı sermayeye karşı ülkenin uzun vadeli temel politikalarını esas alan, ekonomide katma değer yaratan, teknoloji ve yazılım transferinde paylaşımcı, nitelikli yabancı sermayeyi esas alan dengeli bir rasyonel politikası olmalıdır.
Not: Çalışma ödenmiş sermaye miktarı baz alınarak yapılmıştır ve hisse sahiplerine göre dağıtılmıştır.
Yazar: Double-Headed Eagle
Merhaba,
Yazıda verilen oranların bazı nedir? Şirket sayısı mı, sermaye miktarı mı, aktif büyüklüğü mü, sermaye miktarı ise ödenmiş sermaye mi yoksa özkaynaklar toplamı mı? Ayrıca oranlama çoğunluk hissedar dikkate alınarak mı yapıldı yoksa her hissedarın hisseleri dikkate alındı mı?
BeğenBeğen
Merhaba,
Çalışma ödenmiş sermaye miktarı baz alınarak yapılmıştır ve hisse sahiplerine göre dağıtılmıştır.
BeğenBeğen
Çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
BeğenBeğen
Sade, akıcı ve anlaşılır bir yazı. Çok teşekkürler.
BeğenBeğen