2016 yılı tamamlandı elimizde şuan için sektöre ilişkin sadece üretim sonuçları mevcut. Şirket bazlı kim ne yapmış odağımızda değil. Elbet vardır her şirketin bir stratejisi ya da en azından öyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Aktüerya sadece sonucu ölçmek değil, sonucu tahmin edip stratejiyi de oluşturmaktır.
2016 yılının en önemli gündemi trafik sigortaları ve uygulanan primlerdi. Tabi gönül isterdi ki yapılan geliştirmeler, teknolojik yatırımlar, trafik kazalarının nasıl önlenebileceği vb. olumlu konular ile gündeme gelse idi lakin olmadı. Konuya tekrar açıp gündem yapmak niyetinde değiliz ancak geçmişte popülerite yerine aktüeryal ilkelere bağlı kalınarak primler belirlense idi bugün bunları yaşıyor olur muyduk? Sadece soruyoruz… Bu konu özelinde sektörde yaşanan yasal düzenlemeler tekrar tekrar gündeme geldi her sene olduğu gibi.
Üretim sonuçlarını incelediğimizde; nominal büyümenin yüzde 30, reel de ise 20 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Zorunlu trafik branşını hariç tutarsak reel de yüzde 4 diyebiliriz. Yabancılar için Sağlık, Tamamlayıcı Sağlık ve Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza kısımlarını hariç tutarsak yüzde 4 bile diyemeyiz. Devlet destekli tarımı da hariç tutar isek yüzde 3 bile diyemeyiz. Devlet desteksiz çıkan ürünlerin prim üretimine bir bakın deriz…
Mevcut pastadan pay alma yarışı prim üretimlerini büyütememekte elbette. Enerjinin, sigorta bilincinin arttırılması, sigortanın trafik sigortalarından öte bir şey olduğunun anlatımına verilmesi en büyük temennimiz. Heyecan ile sektörde yaşananları, stratejik gelişmeleri sektörel yayınlardan takip ediyoruz. Hemen hemen her sektör dergisinde birçok yöneticinin her ay aynı resimler ile benzer demeçler verdiklerini görürsünüz. Farklı vizyon geliştirdiklerini anlatmaya başlarlar; oto ağırlıklı portföye değil oto dışı branşların önemine değinirler, acentelerini nasıl motive ettiklerinden, satış ve destek kampanyalarından, dijitalleşme çalışmalarından, mobil uygulamalarından, çalışan ve müşteri bazlı iş süreç iyileştirmelerinden, daha çok acente açacaklarından, acentelerini şu ülkeye götüreceklerinden filan falan bahsederler. Kimilerinin halkla ilişkiler (PR) çalışmaları için bulunmaz ortamdır. 2017’de ne dileriz? Sektöre heyecan dileriz, rutin, beylik lafların dışında gerçekten ama gerçekten seviye atlatacak yaklaşımlar-sadece şirket özelinde değil elbette, sonuçta hepimiz aynı gemideyiz- sektörün kaderini değiştirecek kaptan(lar) çıkmasını dileriz…
Zor geçen bir yılın ardından zor yıllara alışkın olan sektör yeni zor bir yıla başladı. Fitch, Türkiye’nin kredi notunu “BBB-“den “BB+” seviyesine düşürdü. Not görünümünü “durağan”da tutan Fitch, Türkiye ekonomisinin yavaşladığını, bundan bankaların olumsuz etkilendiğini açıkladı. Amerikan Doları 3,88 TL, Avro 4,15 TL’ye yükseldi. Önümüzde bekleyen bir referandum belki bir seçim mevcut. Kolay bir yıl olmayacağı belli.
Elbette bu zorluktan da çıkılacaktır çare çalışmak çare aktüerya… Hepimiz kasıla kasıla örnekler veririz işte “En büyük taksi şirketi Uber’in hiç aracı yok”… Uber en büyük taksi şirketi demek ile AON en büyük sigortacı demek aynı şey… Aracılık hizmetleri ile gerçek hizmet sunumunu karıştırmamak gerek… Devam edelim neyse…”Facebook şu fiyata satıldı”… Jack Ma, Ali Baba’yı 60 bin dolar alarak borçla kurdu. Şimdi piyasa değeri 240 milyar Dolar’ın üzerinde. Hep strateji konuşuruz ancak etkili uygulama nadir görülür…
Tek şansımızın imitasyon ile büyümek olduğunu düşünebilirsiniz… (Örnek: Pegasus havayolları Ryanair’in iyi bir kopyası, Ryanair da aslında Southwest Airlines’ın bir kopyası)
Ama 2017 yılında daha fazla yeni fikir, daha fazla çalışmak, daha fazla aktüerya Bizi bu zorluktan çıkartacaktır.
Son söz olarak, kimse için tek yol yoktur. Yalnızca tek bir yolumuzun olduğunu düşünmek sadece şartlanmadır.
Yazar: MockingActuaries
Aktüer Dünyası 
Tartışma
Henüz yorum yapılmamış.